Bipolar Bozukluk Teşhisi için Kan Testi mümkün olabilir.
Son araştırmaya göre, bir protein değerine bakarak Bipolar Bozukluk tespit edilebilir. Mayo Clinic araştırmacıları, 288 hastanın kan örneklerinde 277 farklı protein değerini değerlendirerek bunun mümkün olabileceği kanaatine varmışlar.
Çalışmada değerlendirilen 288 hastanın 46’sı Bipolar 1, 49’u Bipolar 2, 52 kişisi unipolar depresyon ve 141 kişisi hiçbir ruh dalgalanması hali taşımamakta olan kişilerden oluşmakta.
Çalışmanın neticesinde kontrol grubu ile bipolar bozukluğun çeşitli tiplerine sahip denekler arasında 73 protein değeri arasında anlamlı farklılıklar bulunmuş. Bu sayısal olarak küçük bir çalışma olsa da geleceğe dair umutları yükseltmekte denilmektedir.
Önceki araştırmalarla;
*Beyin omurilik sıvısında protein bakarak, bazı ilginç sonuçlar ortaya atılmıştı. Bipolar bozukluğu olan katılımcılarda nöroinflamasyon zincir arttığını tespit etmişlerdi.
*Diğer çalışmalar da ise , (bipolar) çift kutuplu bozukluk olan insanlarda C-reaktif proteini (enflamasyon, bağışıklık sistemindeki bir protein), yüksek düzeyde bulmuşlardı.
*Araştırmacılar başka beyin kaynaklı nörotrofik faktörlere (sinir büyüme katılan faktörler) bipolar ve artmış düzeyleri arasındaki bağlantılar için aradık.
Mayo Klinik psikiyatri ve psikoloji başının baş yazarı Dr Mark Frye, şöyle diyor:
“ Bilim kesinlikle bipolar bozukluk ile biyokimyasal dengesizlikler arasında daha derin bir bağ var anlayışına doğru ilerlemektedir. Daha doğru teşhis daha doğru tedavisel yaklaşımı yaratacağından klinisyene yardımcı olacaktır.
Bipolar bozukluk için güvenilir ve tutarlı biyobelirteçi bulmaktan hala uzak olabiliriz ama biliyoruz ki şimdi bulmaya daha yakın olduğumuz görünüyor. “Diğer bir çalışmada da hayatın erken döneminde, beyinde oluşabilecek şüpheli hastalık genlerini inceleyerek yeni tedaviler veya müdahalelerin geliştirilmesi önemlidir Bilim insanları nörobiyolojik temelli problemlerin oluşmadan önlenebilmesi amacıyla çalışmalarına devam etmekte.
Beyin gelişiminde MDGA1 geninin rolünü araştıran araştırmacılar; Otizm, Şizofreni ve Bipolar Bozuklukta büyük popülasyon temelli çalışmalarla bu genin etkisini yayınlamışlardı. Ancak Salk Enstitüsü araştırmacıları, ruhsal bozukluklar ile bağlantılı MDGA1 geninin, doğum öncesi dönemde beynin yapısı ve oluşumunun temelinde yer aldığını da gösterdiler. Bulgular kişilerdeki nörogelişimsel bozuklukların daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir denilmekte.
Anlaşılan o ki davranışları ve ruh durumunu etkileyen sorunlar tahminlerinde ötesinde karmaşık bir süreç ve daha anne karnında başlayıp yetişkinliğe kadar uzanan bir periyoda yayılmakta.
Haddim olmayarak bipolar bozukluk , şizofreni ve otizm gibi karmaşık metabolik ve nörobiyolojik sorunlara dayalı hastalıkları, neden alt yapısına bakmadan psikiatristler tedavi etmeye kalkarlar diye sormak istiyorum..
Serpilgül Vural Kınacı