Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’nün yaptığı araştırma nöronların kan damarlarının büyümesini modüle ettiğini gösterdi.
Sinir sisteminin gelişmesi ve hayatta kalması için özel kan damarları ağı gerektirdiği biliniyor. Bununla birlikte bunun nasıl olduğu tam olarak açıklanamıyordu. Yapılan çalışma, kan damarının büyümesinin, nöronlar tarafından modüle edildiğini ve damar hücrelerinin bir kontrol mekanizması aracılığıyla modüle edildiğini gösteriyor.
Araştırmacı ekip, sonuçlarının vasküler hastalıkların, tümörlerin ve NÖRODEJENERATİF hastalıkların tedavisinin araştırmasında çığır açtığını belirtti. Çalışmanın sonuçları Nature Communications dergisinde yayınlandı.
Çalışma, nöronal kök hücrelerin kolonizasyonunu belgelemek ve ardından vertebral kanalda vasküler tomurcuklanmayı belgelemek için floresan boyalar, biyokimyasal ve genetik analiz kullanmıştır. Sonuçlar, farklı gelişim safhalarında, omuriliğin sinir hücrelerinin kan damarlarının gelişimini modüle etmek için az miktarda sFlt1 ve VEGF ürettiğini göstermektedir.
Sonuçlar, erken gelişim evresinde nöronal sFlt1’in büyüme faktörü VEGF’yi bağlayıp inaktive ederek kan damarı büyümesini frenlediğini göstermektedir. Veri bulguları, omurilikte bu, nöronal kök hücrelerin erken gelişimi için gerekli oksijen açısından zayıf bir çevre yarattığını gösteriyor.
Grup, büyüme faktörünün konsantrasyonunun gelişmekte olan kan damarı ağının yoğunluğunda çok önemli olduğunu belirtiyor. Madde konsantrasyonundaki küçük değişikliklerin bile ciddi vasküler gelişim bozukluklarına yol açtığını belirtti.
Ekip, çalışmalarında, nöronların sFlt1 ve VEGF’in modülasyonu yoluyla gelişme aşamasında kan damarı ağ yoğunluğunu ve yapılanmayı düzenlediğini ortaya koyuyor. Gelecek için, araştırmacılar, çalışmalarının, kan damarlarının büyüme, dallanma veya büyümelerinde nasıl engellendiği konusunda tamamen yeni bir bakış açısı sunduğunu belirtiyor. Çalışmalarının, küresel tıp topluluğu için kan damarı oluşumunun önlenmesi ve engellenmesini manuel olarak düzenleyen bir adım önermesi sonucuna varmışlardır.
Serpilgül Kınacı