Otizm neden bu kadar artıyor ?
Verilecek çok cevap var. Ama bir yandan da bizim tesadüf dediğimiz üst üste gelen olaylar zinciri var ki burada inananların tanrı, ateistlerin ise evrenin şakası dediği sihirli bir dokunuş giriyor devreye…
Bildiğiniz gibi yıllardır otizmin biyomedikal tedavisi üzerine hedefe kilitlenmiş okuyor da okuyorum. Zaman zaman bir kısmını da web sayfalarımdan paylaşıyorum.
Otizmin nedeni doğaldan kopuş mu?
Evet dünyayı kirlettik; kimyasal atıklar aldı başını gidiyor, elektro manyetik kirlilik, insan ve yaşamın doğasına zarar veriyor. Yediğimiz içtiğimiz şeyler doğal olmaktan uzaklaştı. Bu gibi nedenlerle bağışıklık sistemi, kimimizde çökmüş, kimimiz de çökmeye yakın, günden güne mikroplar güçleniyor.Tüm bunlar, önce ebeveynlerde yavaş yavaş birikim yapıyor, ardından da doğacak bebeklerinde bazen sonuçlarını bilemediğimiz handikaplara yol açıyor..
Otizm kalıtsal olabilir mi?
Hep söylenen bir söz var; otizm genetik temelli bir farklılıktır. Genlerdeki bozulmayla ilgili evet ama kalıtsal bir durum olamaz. Zira hiç bir kalıtsal hastalık bu hızla artmaz. 2000 lerin başında 1/1000 doğumda görülen otizme, günümüzde 1/68 doğumda rastlanır oldu. Erkek çocukları için bu oran 1/25… Hangi hastalık ya da durum veya farklılık bu kadar hızla yayılıyor? ( Yazımı 2017 verilerine göre editlemem gerekirse rastlanma sıklığı 1/50 olarak telafuz edilmeye başlandı)
Gelelim tesadüf dediklerimize;
Yukarıda saydığım Nörotoksik kimyasallara maruz kalmak ve anne babasında bulunmayan genetik mutasyonlarla doğan çocuklar tesadüf değil, ağırlıkla insanoğlunun bitmek bilmez kazanma hırsı, biraz da insanlığın gittikçe tembelleşmesi elbette…
Benim tesadüf diyemediğim, bazılarımızın ise tesadüf dediği; bebeklerin oluşurken anne babasının binlerce genetik çeşitliliği içinde güçlü olanlarını değil de zayıf olanlarını seçmesi.
Bu neyi mi değiştirir?
Çok şeyi …
Otizm, kara gözlü olmak yerine mavi gözlü olmaya benzemez. Zira hafiften ağıra doğru seyreden yelpazesiyle tüm hayatını, hayatınızı, hatta ailenizin hayatını da etkileyebilir…
Kendi oğlumdan en basit örnekle açıklayayım. Biliyorsunuz yüzlerce otizme yatkınlık sebebi olabilecek olay var başımıza gelebilen. Bunları bir çok yazımda defalarca dile getirdim ve kabul de ediyorum.
Ben sebep olabileceklerden sadece biri üzerinden örneklemeye çalışacağım.
Artık D vitaminin otizm ve ilişkili sorunlardaki etkisini bilmeyenimiz yok gibi.. İşte bizim ailenin genetiğini ifşa ederek izah edeyim o halde..
D vitamini üretimi ile ilgili olduğu söylenen 2 ayrı enzim genlerimize bakınca eşimde birinde, bende ise diğerinde mutasyon var. Genler çift alelli olurlar AB gibi düşünün. A da mutasyon var B de yok diye düşünün bizdekileri.
Şeker metabolizması ile ilgili AB ise bende A da mutasyon varken, eşimde Dopamin metabolizması ile ilgili genin ( davranış hormonu diyeyim en basit anlatımla) AB sinin A sında var.
İşte tesadüf şurada devreye giriyor, oğlumuz her iki genden de sağlıklı olanını seçmek dururken her ikimizden de mutasyonlu olanları almayı tercih ediyor ya da evrensel bir dokunuş veya tanrının eli tarafından ettiriliyor…
Tesadüfleri çoğaltmak mümkün tabi…
Hamilelik öncesinde ya da esnasında viral bir hastalık geçirip korunma amaçlı ürettiğiniz antikorlar bazen karnınızdaki bebeğinizde tepkiye neden olarak beyindeki sinir ağlarında sorunlara neden olabilir. Hamilelik öncesi 14 yaşınızdan beri ağzınızda bulunan 12 tane amalgam dolgunuzu yenileteceğiniz tutar ve cıva toksisite yükünüz artabilir, hatta hamilelik esnasında kırılan dişinize yine yeniden cıvalı (amalgam) dolgu yapıverirler. Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün tabi. Özellikle de bizdeki durum bu merkezde. Üstelik daha eklenecek bağışıklık defansınızı düşürecek bir sürü tesadüfler silsilesi sizi de bulmuş olabilir.
Tertemiz bir doğada yaşamak dururken şehrin göbeğinde her türlü olumsuzluğa maruz kalmak da bir rastlantı belki de. İnsan ailesini seçemiyor. Yoksa seçiyor mu? :)))
Köyde yaşayan da otizmli oluyor diyerek gol atmaya çalışanları görür gibiyim.
Ama yok öyle kolaycılık… Tarlalardaki ekinleri kim ekip gübreliyor, kim basıyor hormonu, tarım ilaçlarını,? Kim nesilleri nörolojik hasarla yıpratan DDT gibi zehirleri kullandı yıllarca? …
Bu işte bir el var, Tanrının eli olabilir mi acaba? Yoksa bitmek bilmez hırslarımızın bir neticesi mi? Belki de her ikisi birden…
Bu artış hızı devam ederse 2025 de doğan 2 çocuktan biri otizmli olacak denilmekte…
Gelecek yüzyılı çok merak ediyorum. Görebilirsek tabi…
Bu gidişle dünya otizmlilerden oluşacak, tesadüfen otizmli olmayanlar ise azınlıkta kalacak. Belki de şimdinin normal denilenleri o vakit engelli diye adlandırılacak. Kim bilir?
Ya da zaten plan belli, bizler sadece olması gerekeni gerçekleştiren oyuncularız…
Humanizm çağının (Altın çağın ) çocukları belki de bizim otizmli çocuklarımızın evlatları… Ne de olsa yalan yok, riya ya da dünya malına tamah yok, saf sevgi var…
Serpilgül Vural (Kınacı)