Otizmde sık rastlanan hastalıklar olarak belirtilen bağırsak sorunları, alerjiler, otoimmün hastalıklar, epilepsi ve kas problemleri gibi bir çok hastalık aileler ve bazı hekimlerce sık dile getirilir. Ancak bu konuda yeterli çalışma olmadığı iddiasında bulunan uzmanlar da az değildir.
Pub Med’den okuduğum yeni bir araştırmaya göre, otizmli olan çocukların nörotipik yaşıtlarına göre erken yaşta bir dizi tıbbi soruna sahip olma olasılıklarının daha yüksek olduğu gösterilmiş. Yukarıda da belirttiğim gibi biz otizm ailelerinin zaten gördüğümüz bir durumsa da bence konunun profesyonellerine göstermek açısından çok yararlı bir çalışma olmuş .
3.911’inin otizmli olduğu 42.520 çocuğun sağlık kayıtlarının gözden geçirilmesiyle elde edilen bulgular; Otizmi olan çocukların, otoimmün bozukluklardan kas problemlerine kadar değişen 38 farklı hastalıktan en az 1 veya daha fazlasına sahip olduklarını gösteriyor. Ayrıca, otizmli olmayan yaşıtlarına göre bu hastalıklara sahip olma olasılıkları da daha yüksek.
Bugüne kadar yapılan araştırmalar, otizmli pek çok çocuğun epilepsi, barsak sorunları ve diğer sağlık problemlerine sahip olduklarını göstermiştir. Ancak, bu çalışmaların çoğunluğu, çocuğunun tıbbi geçmişini yanlış hatırlayabilecek ebeveynlerin bildirimlerine dayanıyor olması sebebiyle otizm profesyonellerinin konuyu göz ardı etmelerine neden oluyordu.
Bu yeni araştırma, belirli tıbbi durumlarla otizm arasındaki ilişkiyi güçlendiriyor.
Kaliforniya Oakland’daki Kaiser Permanente’de Otizm Araştırma Programı direktörü olan baş araştırmacı Lisa Croen,” Klinisyenlere, otizmin sadece davranışsal bozukluklardan ibaret olmadığını göstermek yararlı” diyor.
Bulgular, aynı zamanda, bazı koşulların erken otizm sinyali verme ihtimalini arttırıyor. Ancak Croen, bu çalışmanın bir otizm teşhisini öngören koşulları bulmak için tasarlanmadığına dikkat çekti.
Croen ve meslektaşları Georgia, Kuzey Kaliforniya, Oregon ve Washington’daki Kaiser Permanent tıbbi sisteme kayıtlı çocukların elektronik tıbbi kayıtlarını analiz etti. Yaşları 2 ila 12 yaş arasında değişen çocuklar arasında otizmli yaş ortalaması 4 idi. Araştırmacılar, her çocuğun tıbbi kayıtlarına, otizm teşhisi öncesinde baktı ve aynı yaştaki kontrollerin kayıtlarını inceledi. Sonuçları 22 Nisan’da Otizm ve Gelişimsel Bozukluklar Dergisi’nde yayınladılar.
Araştırmacılar, otizmi olan çocukların kontrol grubundakilere göre dil gecikme olasılığının 23 kat fazla olduğunu ve genel olarak gelişimsel gecikme yaşanmasının 17 kat daha olası olduğunu belirtti. Bu sonuç dil gecikmesi ile otizm arasında örtüşme bulgularını destekliyor.
Ayrıca, Otizmi olan çocukların 3 kat daha yüksek nöbet geçirme riski fark edilmiştir.
Bunun yanında, otoimmün hastalıklar, göz rahatsızlıkları ve kas-iskelet sistemi sorunlarının da otizmli grupta daha yüksek olduğu tesbit edilmiştir.
Croen, çocukluğun başında görülen sağlık problemlerindeki kalıplar, ebeveynlerin ve doktorların otizmi erken fark etmelerini sağlayabileceğini belirtti. Çalışma, otizmi erken fark etme amaçlı yapılmış olmamasına rağmen, Croen bu araştırmayı sürdürmek ve belki de tahmini bir model oluşturmak için fon arayışı içinde olduğunu söylüyor.
Serpilgül Vural Kınacı