Havadaki Ozona Maruz Kalmak Otizm Riskini Artırıyor.
Yeni bir analize göre, ozona maruz kalmak, yüksek oranda genetik varyasyona sahip bireylerin otizme yakalanma risklerini büyük derecede arttırıyor. Bu araştırma, genetik değişimlerin ve çevresel risk faktörlerinin birleşik etkilerine bakan ilk çalışma sayılıyor.
Araştırma ekibinin lideri Penn State biyokimya ve moleküler biyoloji profesörü Scott B. Selleck
“Otizm çoğu insan hastalığı gibi karmaşıktır. Muhtemelen otizmle ilişkili binlerce olmasa da yüzlerce gen var .” dedi.
Araştırmacı ekip, “bu çalışma, otizm için genetik ve çevresel risk faktörlerinin nasıl etkileşime girdiğine ilişkin sorulara ilk kez cevap vermemizi sağladı. Yaş, cinsiyet ve coğrafi konuma uygun durumlar ve kontroller içeren çalışmada 158 olgu ve 147 kontrol grubunun her biri, genetik silinme, çoğaltılma ve kopya sayısındaki toplam değişiklikler şeklinde genetik olarak puanladık. Her katılımcı için çevresel maruz kalma, ABD Çevre Koruma Kurumu (EPA) Hava Kalitesi Sistemi’nden alınan veriler kullanılarak konut geçmişlerine dayalı olarak belirlendi.” dedi.
Hertz-Picciotto.”Bu çalışmada benzersiz kaynakları kullandı,Hamilelikleri sırasında annelerin evlerini haritalandırarak, US EPA tarafından izlenen çeşitli hava kirleticilerine maruz kalma düzeylerini tahmin edebildik ve bu, otizm vakaları ve genel kontroller arasındaki ilişkiyi incelememizi sağladı. Hem doğum öncesi kirleticilere maruz kalmaları, hem de ekstra veya silinmiş genetik materyalin toplam yükü değerlendirildi” dedi.
Risk faktörlerinin her birinin değerlendirilmesi sonucu çevredeki partiküler maddenin otizmli bireyler üzerinde büyük etkiye sahip olduğunu gösterdi. Bununla birlikte, araştırmacılar çeşitli risk faktörleri arasındaki etkileşimleri değerlendirdiklerinde, çoğaltılmış veya toplam kopya sayı varyasyonu bulunan çocuklar arasında ozonun büyük bir etkisini gördüler.
Profesör Heather Volk “Bu çalışma daha önce otizm riski ile ilişkili olmayan kirleticilerin etkisini gösterdi ve genomik varyasyonu hesaba katmanın, otizm için yeni risk faktörlerini belirlememize yardımcı olabileceğinin bir örneği olabilir” dedi
Araştırmacılar, ozon maruziyeti ve gendeki kopya sayısı değişimi arasındaki etkileşimin büyük etkisinin, ozonun oksitleyici bir madde olduğu gerçeğinin sonucu olabileceğini ve hücresel strese neden olan ve peroksitler gibi reaktif oksijen türlerinin ürettiği bilinmektedir. Ozon, hücre işlevini birçok yönden değiştirir demekteler.