Şeker ve zararları
Hepimiz kola ve limonata gibi şekerli içeceklerin diş sağlığımız için iyi olmadığını artık biliyoruz. Ama sıçanlar üzerinde yapılan yeni çalışma, şekerli içeceklerin beynimize verebileceği zarara da ışık tutmakta… Erken yaşlarda yaşanan aşırı stres ve istismarın, duygusal davranış ve bilişsel işlevlerimizi kontrol eden beyin bölgesinde yarattığı zararları biliyoruz. Yaşanan bu olumsuz deneyimlerin ilerleyen yaşlarda kötü ruh sağlığı riskimizi artırdığı bilim çevrelerince kabul edilmektedir.
Travmatik olayların (yas, yaralanma, kazalar, doğal afetler, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar, aile içi şiddet ve suç mağduru olma) stres hormonu olarak da bilinen kortizol düzeylerinin yükselmesine neden olduğu bilinmekte. Günümüzde yüksek kortizol seviyelerinin çocukların beyin hacminde değişikliklere neden olduğu ve bunun da anksiyete ile bağlantılı olduğu yönünde kanıtlar var.
Şeker ile beslenen sıçanların beyinleri etkileniyor.
Yapılan yeni çalışma ile sıçanlar, stres grubu ve kontrol grubu olarak ayrılmış, ayrıca bu sıçanlar da şeker ile ve şekersiz beslenen sıçanlar şeklinde alt gruplara ayrılarak 4 grupta değerlendirmeye tabi tutulmuşlar. Küçük yaşta strese maruz bırakılan sıçanların bir kısmı ile strese maruz kalmayan sıçanların bir kısmı %25 şeker çözeltisi ile beslenmiş.
Çalışmada ruh sağlığı ve belleği etkilediği bilinen erken dönem yaşam stresinin etkilerini gözleyebilmek için sıçanların hipokampus bölgeleri incelenmiş. Şekerle beslenen stresli sıçanlarda gözlenen stres etkilerinin beyne etkisinin, şekersiz beslenenlere göre daha fazla olduğu tespit edilmiş. Şekerle beslenmenin stres hormonu kortizolu bağlayan genin ifadesini etkilediği ve sinirlerin gelişimin sağlayan Neurod1 geninin azalmasına neden olduğunu tespit etmişler.
Çalışmanın yazarlarına göre, elbette insanlar için de durum budur demek için erken ve daha çok çalışma gerekir. Ancak çocukların sağlıklı beyin gelişimi için şeker tüketimini azaltmak gibi önlemler almak adına yeterince verimiz var.
Serpilgül Vural Kınacı
http://journal.frontiersin.org/article/10.3389/fnmol.2015.00086/full